Kendime notlar
3 min readJul 8, 2019

--

BİTİRMEK BAŞLAMANIN YARISIDIR

“Başlamak bitirmenin yarısıdır” sözünü bugüne kadar çeşitli şekillerde birçok bilim insanı söylemiştir. Beynimiz de aslında başladığı işi bitirmek isteyen bir çalışma prensibine sahiptir. Peki bu prensibe rağmen neden hala bir sürü tamamlanmamış işimiz var? Bu yazımı okuduktan sonra “başlamak bitirmenin yarısıdır” sözünün yanına bir virgül koyup, “bitirmekte başlamanın yarısıdır” sözünü ekleyeceksiniz.

Futbol, basketbol gibi takım sporlarında “atakları sonlandırmak” diye bir terim kullanılmaktadır. Örneğin futbolda “atak sonlandırmak” topun rakip sahada tac, korner, sut veya gol olarak sonlandirilması anlamına gelmektedir. Teknik direktörler iyi veya kötü bir şekilde atakları sonlandırmak isterler. Bunun sebebi ise sonuçlandırılamayan yani yarım kalan atakların rakip takım için kontra atak şansı yaratmasıdır.

Tıpkı futbolda sonlandırılmayan atakların geri dönüşü olan kontra ataklar gibi bitirmeden yarım bıraktığımız işler de bize “stres” olarak geri dönmektedir. Beynin işleri tamamlama arzusundan dolayı yarım kalan işleri bitirmeden başka bir işe konsantre olmaya çalışmak yeni işimizi negatif etkileyecektir. Bu yüzden işlerimizi yarım bırakmak yerine bitirmeye çalışmak, bitirmek mümkün değilse bitirmek için plan yapmak bir sonraki işimize konsantre olabilmek içinde çok önemlidir.

Beynin işleri bitirme arzusu ve yarım kalmış, tamamlanmamış şeylerin daha kolay hatırlanabilmesini sağlayan beynin çalışma prensibini anlatmadan önce bir soru sormak istiyorum.

Büyük çoğunluğun ilgi duyduğu futbol veya basketbol oyunlarına göre seviyelerden (level, rütbe) oluşan veya birbirini izleyen görevlerden oluşan oyunların daha çok ilgi görmesi ve bağımlılık yapmasının sebebi nedir?

Bunun sebebi sınavlarda bir soruya takılıp, o soruyu çözmeden diğer soruya geçemememizin, dizilerin en heyecanlı noktasında çıkan “ to be continued” yazısının ve daha nice pazarlama stratejisinin sebebiyle aynıdır.

Bunun sebebi beynimizin çalışma prensibi olan “Zeigarnik Effect” tir.

İşleri bitirme motivasyonunu sağlayan çalışma prensibinin adı Zeigarnik etkisidir. Zeigarnik etkisi, yarım kalmış veya tamamlanmamış işlerin, tamamlanmış işlere göre daha net ve kolay olarak hatırlanması anlamında kullanılan psikolojik bir terimdir. Bu durum ilk kez psikolog Bluma Zeigarnik tarafından fark edilip tanımlandığı için onun adını almıştır. Bluma Zeigarnik Viyana’da bir restoranda yemek yerken, garsonların henüz servis etmedikleri siparişlere ilişkin şeyleri oldukça net hatırlıyor olmalarına rağmen, az bir süre önce servisini tamamladıkları siparişlere ilişkin şeyleri hatırlamakta oldukça zorlandıklarını veya hatırlayamadıklarını fark etti. Bu olaydan yola çıkarak yarım kalmış, tamamlanmamış şeylerin daha kolay hatırlanabildiğini ortaya koydu ve çeşitli deneylerle bu düşüncesini destekledi.

Zeigarnik etkisinin çalışma prensibi aşağıdaki gibidir.

· Öncelikle insanların ilgisini çekebilecek bir durum tasarlanır

· Sonra insanların bu duruma katılması sağlanır

· İlgi çekici durum gerçekleşirken aniden kesintiye uğratılıp yarım bırakılır

· Sonra insanlar tekrar durumu devam ettirip tamamlamak için geri çağırılır

Evet, dünyaca ünlü markalar bile bu prensip doğrultusunda pazarlama politikalarını belirliyorlar. Örneğin dünyanın en büyük profesyonel ağı olan Linkedln profilinize girin, eğer profil bilgileriniz tam değilse göreceğiniz bildirim aşağıdaki gibidir.

Linkedln bu bildirimle kullanıcılara yarım kalan işini hatırlatıp ne yapmaları gerektiğini söyleyerek bu işi bitirme dürtülerini ortaya çıkarmakta ve kullanıcıların profillerini tamamlamalarını sağlanmaktadır.

Buraya kadar beynin yarım kalan işi bitirme dürtüsünden bahsettim. Peki ya bu dürtü tatmin olmazsa diğer bir değişle iş yarım bırakılırsa… İşte burada bir başka deneyden bahsetmem gerekiyor.

Bu deneyde katılımcılardan kitap okumalarını ve içeriklerini anlatmalarını isteniyor. Katılımcılar arasında işlerini tamamlamış olanların evvelki işini yarım bırakanlara göre kitaba daha iyi odaklanabildikleri sonucuna ulaşılıyor. Çünkü zihnin bilinçdışı çalışan kısmının başka bir işe daha rahat geçebilmesi için, bir evvelki işin bitirilmesi veya en kötü ihtimalle bitirilmesi için plan yapılması için bilinçli kısmına (prefrontal kortekse) baskı yapmaktadır. Aksi halde sonraki işler negatif yönde etkilenecektir. Buradan hareketle yazımın başında belirttiğim gibi “başlamak bitirmenin yarısıdır” sözüne, virgül koyarak “bitirmekte başlamanın yarısıdır” sözünü ekliyorum.

Burada çok önemli bir sorun daha karşımıza çıkmaktadır. Bitirmenin vermiş olduğu rahatlama ve başarı hissi pozitif yönde hayatımızı etkilemektedir. Peki ya sonra?

Deneylerde de olduğu gibi beyin işlerin tamamlanmasının ardından bu işleri rafa kaldırabilmektedir. Peki sınavlardan sonra öğrenilen bilgilerin akılda kalmamasının, hatta işi duygusal boyuta taşıyıp toplumda gene çok kullanılan “evlilik aşkı öldürür” anlayışının tüm suçlusu Zeigarnik etkisi midir? Bunların çözümleri var mıdır? gibi soruların cevapları hakkındaki fikirlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Fakat bir sonraki yazımda… Malum Zeigarnik etkisini bu kadar anlatmışken ben de kullanmak istedim :)

Görüşmek üzere.

--

--